10 Şubat 2012 Cuma



Kalp Sağlığı
                                                                                                      
Kalp sağlığı denildiğinde ilk akla gelen, yüksek tansiyon, kan şeker miktarı, kandaki yağ yani serum trigliserid miktarı, kan ve kalp dokudaki kalsiyum miktarıdır. Bunların hepsi de birbirleri ile ilişkili olarak kalp sağlığını doğrudan veya dolaylı yönden etkiler.
Şeker hastalığı ile ilgili kısımda değinildiği üzere, kan şekerinin fazla olması durumunda hücre suyu bu fazla şeker konsantrasyonunu düşürmek amacıyla hücre içinden dışına çıkar. Bu şekilde hücreler su kaybetmeye başlar. Yani kandaki su miktarı artar. Kandaki su miktarının artması kanın damar yüzeylerine daha fazla basınç yapmasına yani yüksek tansiyon dediğimiz olaya neden olur. Kısaca şeker hastalığı yada kan şekerinin normalden biraz sapması ve fazlalaşması yüksek tansiyon nedenidir.
Kalsiyum, gene bu mineralle ilgili kısımda değinilmiş olduğu üzere kemik ve kas sağlığı açısından son derece gereklidir. Ancak kemik ve kas erimelerine karşı korunalım derken bu mineralin alımı 1500-2000 mg/gün gibi yüksek dozlara ulaştırıldığında kalsiyum'un yararından çok zararı ortaya çıkacaktır. Bu zarar da kendisini yüksek tansiyon şeklinde gösterecektir. Zira kalsiyum'un fazlası doğrudan damar çeperlerine giderek aynen kolesterol'de olduğu üzere birikmeye başlar ve damar sertliği hatta damar tıkanıklığı denilen durumlar ortaya çıkar. Damar sertliğine bağlı olarak damar boşluğunun aynen kireçlenmiş çamaşır makinesi borularındaki gibi daralması neticesinde kalbe yeterli kan ulaştırılamaz ve kalp yetmezliği denilen olay meydana gelir. Kalp yetmezliğini, kalp krizi, emboli şeklinde diğer ciddi rahatsızlıklar takip edebilir.
Tansiyonun normal aralığı 12/8 olarak bilinmektedir. Yani yüksek tansiyon 12 ve küçük tansiyon 8 olmak kaydı ile bu iki rakam arasındaki değerler sağlıklı tansiyona işaret etmektedir. Ancak son zamanlarda tıp otoriteleri bu değerleri bile fazla görmekte ve ideal olanın 11.5/7.5 olmasını önermektedir. 12/8 değerleri üzerinde olan tansiyonun daima gizli yüksek tansiyon olduğu yani kalp hastalıkları yönünden risk ve potansiyel teşkil ettiğini bildirmektedirler. Buna karşılık 14/9 ve üzeri, açık yüksek tansiyon olarak değerlendirilmektedir. Özellikle gizli tansiyondan fazlasıyla endişe edilmelidir. Zira vücuttaki zararlarını, kendini belli etmeden ve gizli olarak herhangi bir klinik belirti göstermeden yapar. Ancak geçen yıllar zarfında, damar sertliğinden böbrek ve karaciğer yetmezliğine varan bir seri ciddi sorunlara da neden olur.
Yapılacak ilk işlem, yılda en az iki kere kanda kalsiyum, trigliserid, kolesterol değerlerinin tansiyonla birlikte ölçtürülmesidir. Böylelikle damar sertliği yani kolesterol, kalsiyum, şeker ve toksik radikal gibi zararlı maddelerin damar yüzeyinde birikerek damar sertliği ve daralması yani ‘atherosclerosis' denilen olaya maruz kalınma ihtimali anlaşılmış olacaktır. Yaşam stilindeki gerekli düzenlemeler ve mutfağın da düzenlenmesi ile yüksek tansiyon riski de damar sertliği riski de kontrol altında tutulabilir.
Damar sertliği ve yüksek tansiyonda ilk uygulama tıbbi müdahale yani ilaçlarla yapılan tedavidir. Özellikle son zamanlarda diüretik yani idrar söktürücülerle yüksek tansiyon düşürülmekte, hatta kalp yetmezliği de bir ölçüde düzelebilmektedir. Furosemide, hydrochlorothiazide ve indapamide gibi idrar söktürücülerin yaptığı temel işlev, hipertansiyonda kanın artan sıvı kısmını bol idrar üreterek ve bu idrar vasıtasıyla dışarı atarak yüksek tansiyonu azaltmak şeklindedir. Gene bu mekanizmayla çalışan diğer yaygın kullanılan bir diüretikte Spironolactone adlı ilaçtır. Yüksek tansiyonu azaltmada kullanılan diğer ikinci grup ilaç ise alfa blokerler'dir. Bunlar adrenalin adlı hormonu baskılayarak kalbin daha yavaş çalışmasını ve özellikle de küçük damarların daha az kasılıp daha fazla gevşemeleri ile kan basıncını düşürmelerini sağlar. Atenolol, metaprolol ve propranolol bu ilaçların en bilinenleri ve yaygın kullanılanlarıdır. Sentral etkileyiciler olarak bilinen diğer adı ile sentral adrenerjik ilaçlarsa  sinir sistemini etkileyerek kalbin ve damarların kasılma gücünü ayarlayarak yüksek tansiyonu düşürürler.  Bu tür ilaçlar özellikle stres, endişe, panik atak gibi sinir sistemi bozukluklarında da semptomları iyileştirici olarak kullanılabilmektedir. Angiotensin Converting Enzyme (ACE) adlı enzim, damarlarda kasılmaya neden olarak doğrudan yüksek tansiyona neden olabilmektedir ki ACE baskılayıcılar adı verilen bir grup ilaç da bu enzimin üretimini azaltarak damarların daha az kasılmalarını sağlamakta ve yüksek tansiyonu tedavi edici etkide bulunmaktadır. Beta ve alfa baskılayıcılar kolesterol düşmesinde ve erkeklerde prostat işlevinin kolaylaşmasında ayrıca prostat büyümesinin yavaşlatılmasında da son derece etkilidir.  Kalsiyum tutuculara gelince bu grup ilaçlar özellikle kalsiyum mineralini bağlayıp vücuttan uzaklaştırarak  hem bu mineralin damar yüzeyinde birikmesine engel olmakta ve damar sertliği ile buna bağlı yüksek tansiyonu önlemekte, hem de kalsiyum'un kalp kasılmasını hızlandırıcı etkisini azaltarak yüksek tansiyonun giderilmesine yardımcı olmaktadır. Gelelim en önemli konuya. Bu ilaçlardan hangilerinin kullanılması gerektiği, kullanılabilirliği ve kontrolü sadece doktor tarafından belirlenmeli ve sadece doktor denetiminde onun onayı ve kararı çerçevesinde kullanımlarına başvurulmalıdır. Aksi takdirde bu ilaçların kalsiyum eksikliği, kalp ritim bozukluğu, dehidrasyon ve sinir sistemi bozuklukları gibi ciddi zararlı etkileri ortaya çıkabilir. Tedavi etmek amacı varken bilinçsiz ve yanlış ilaç kullanımı, tüm bu belirttiğim olumsuz etkileri gündeme getirebilir.
Aşağıda belirtilen faktörler doğrudan yüksek tansiyona neden olan faktörlerdir. Bu faktörleri asla aklınızdan çıkarmayın. Şayet kendinizi yüksek tansiyon ve onun olumsuz etkilerinden korumak istiyorsanız.
Alkol
Sigara
Stres
Hareketsiz ve sporun olmadığı bir yaşam
ve de
Aşırı yağlı ve şekerli gıda tüketimin'den kaçının.

Önemli !       Fast Food, küflenmiş, tütsülenmiş(dumanlanmış) ve fermente ürünler(fabrika imalatı salam, sucuk, sosis, pastırma, mayonez, ketchup, hardal, soya sosu, hazır turşular yüksek tuz miktarı, nitrit, nitrat, nitrozamin, polisiklik aromatik hidrokarbon, organik asit ve alkol türevleri ile hem atherosclerosis yani damar sertliği hem de yüksek tansiyona kılıf hazırlar. Bunlardan uzak durun).

Lif yönünden fakir beslenme
Az öğünle bol miktarda gıda tüketimi
Yetersiz su tüketimi(günde en az 1.5- 2 L su tüketilmelidir).
Yetersiz C ve K vitaminleri alımı
Yetersiz Kalsiyum ve Magnezyum mineralleri alımı, bunlarda kalp sağlığını tehdit eden diğer faktörlerdir
O halde yüksek tansiyon ve damar sertliğine karşı öncelikle kolesterol düşürücü ve toksik radikal oluşumunu azaltıcı maddelerin alınmasına önem vermek zorundayız. Oksidasyonla ilgili açıklamalarımdan hatırlayacağınız üzere, oksidasyon yani gıdaların hücrede oksijenle yakılarak enerji açığa çıkartması neticesinde, sadece ihtiyacımız olan enerji değil, aynı zamanda zararlı olan iltihap yapıcı maddelerde açığa çıkmaktaydı. İşte bu zararlı iltihap yapıcı maddelere toksik serbest oksidant radikal adını veriyoruz ve bu toksik radikaller de aynen kolesterol gibi damar yüzeyinde birikerek damar sertliğine neden olabiliyor. B, C ve E vitaminleri yönünden zengin beslenme öncelikle oksidasyon sonrasında oluşan bu toksik radikalleri vücuttan atarak bunların damar sertliğine ve dolayısı ile de yüksek tansiyona neden olması olasılığını ortadan kaldıracaktır. Kalsiyum fazlasının damar yüzeyinde birikerek doğrudan damar sertliği ve buna bağlı yüksek tansiyona neden olduğunu söylemiştik. Tersine kalsiyum eksikliği de damar sertliği ve yüksek tansiyona neden olabilmektedir. Zira kalsiyum sadece kemikle kas direnci ve sağlığı için değil, aynı zamanda damar sağlığı açısından da son derece önemli bir mineraldir. Yeterli oranlarda alındığı takdirde hem kas ve kemik sağlığını geliştirir hem  de kolesterol'ü düşürücü etkide bulunarak damar sertliği ve yüksek tansiyonu engelleyici etkide bulunmuş olur. Yani kısaca kalsiyum'un fazlalığı da eksikliği de damar sertliği ve yüksek tansiyona neden olabilmektedir.
Aşağıda yüksek tansiyonun düşmesine yarayabilecek ve bunu kontrol altında tutacak önemli gıda maddeleri ve bileşenleri yer almıştır. Bu tür bir riskle karşı karşıya olmasanız bile her an bu riske yakalanma olasılığını göz önünde bulundurarak vakit geçirmeden uygulamaya geçmenizde yarar var.!
Kalsiyum; 800-1000 mg/gün(tablet olarak alabilirsiniz. Böylelikle hem kas ve kemik erimesine karşı hem de kolesterol düşürerek yüksek tansiyona karşı önleminizi almış olacaksınız)
Kalsiyum yönünden zengin light süt ve light süt ürünleri(peynir, yoğurt vb).
Magnezyum: 350 mg/gün olmak üzere tek başına veya bu doza yakın miktarları başka vitaminlerle karma halde satılıyorsa bu tür vitamin kompleksleri kullanabilirsiniz ve bu şekilde bu minerali alabilirsiniz. İçinde hem kalsiyum hem de magnezyum'un uygun oranlarda bulunduğu vitamin kompleks'ler, vitamin ve mineral miktarları abartılı olmadıkları sürece yararlı olabilir.
Magnezyum yönünden zengin gıdalar yani kuruyemiş, baklagil, tahıl ve yeşil yapraklı sebzeler ayrıca şeftali, kayısı, tatlı kabak, tatlı patates ve yeşil biber tüketimine önem vermek.
Coenzyme Q10: İlgili kısımda bu maddeye detaylı olarak değinildiği üzere, günümüzde son derece yaygın kullanım alanı bulunan protein yapıda bir enzimdir. Kolesterol düşürücü, toksik radikalleri vücuttan uzaklaştırıcı ve kanı sulandırıcı etkiye sahiptir. Aynı zamanda damarları genişleten ve kan basıncını düşüren etkisi bulunmaktadır. Ancak kalp çalışmasını destekleyen ve yüksek tansiyona karşı koruyucu olan bu etkilerini yalanlayan çalışmalar da mevcuttur. Kısaca etkisi abartılmamalıdır. Ancak kolesterol düşürücü ve kan sulandırıcı etkileri çok sayıdaki araştırma ile desteklendiğinden, fazla abartılmamak ve umut bağlamamak kaydı ile kullanılabilir. Sarmısak tablet, Gingko biloba, keten tohumu yağı tableti(Flax seed oil), Omega 3, şayet bu saydıklarımdan bir tanesi kullanılıyorsa bu enzim kullanılmamalıdır. Zira iç kanama riski söz konusu olabilir(50 mg'lık tabletlerden günde iki defa ve mutlaka doktor kontrolünde olmak üzere kullanabilirsiniz).
Selenyum: Özellikle menopoz ve adet kanaması dönemlerinde yüksek tansiyon  şikayeti olan bayanlarda yüksek tansiyonu kontrol altına almada etkilidir.
Vitamin C: Günde 1 gram alımı hem soğuk algınlıklarına karşı korunmada, hem kemik ve kas sağlığı için, hem de kolesterol'ü düşürerek damar sertliği ve buna bağlı yüksek tansiyonu kontrol altına almada etkilidir.
Taurine: Bu madde günde 6 gram alındığı takdirde adrenalin hormonunun salgılanmasını ayarlayarak damarları genişletici etkide bulunur ve yüksek tansiyonun kontrol altına alınmasına yardım eder.
Arginine: Bir amino asit olup günde 2 gram alınması yüksek tansiyonu azaltıcı etkide bulunur.
Mutfakta olması gerekenler:
C vitamini yönünden zengin: Portakal
                                                Maydanoz 
                                                Greyfurt
                                                Mandalina
                                                Limon
                                                Tüm yeşil yapraklı sebzeler
Magnezyum yönünden zengin:  Soya
                                                Tatlı patates
                                                Tatlı kabak
                                                Baklagiller;       Bezelye
                                                Bakla
                                                Barbunya
                                                Meksika fasulyesi
                                                Yeşil biber
                                                Kayısı
                                                Şeftali

İsoflavon yönünden zengin olup kanı sulandıranlar:                 
   Sarımsak                                                                      Kişniş
    Yeşil biber                                                                  Zencefil 
    Tatlı kırmızı biber                                                        Tarçın
    Nane                                                                          Kekik                                                                                           
Omega 3; Omega 3 yağlar doğrudan kolesterol düşürerek ve toksik radikalleri vücuttan atarak hem damar sertliğine hem de yüksek tansiyona karşı kişiyi korur. Başlıca üç yolla almak mümkün;
1. Yağlı balık;               Çupra
                                    Palamut
                                    Hamsi
                                    Lüfer
                                    İstavrit
                                    Uskumru
                                    Kabuklu deniz ürünleri
2. Bitkisel yağlar:                  Mısır yağı
                                             (Özellikle) zeytin yağı
                                             Konola yağı
                                             Ayçiçek yağı
                                             Soya yağı
3. Tablet: Günde 1-3 tablet olarak alınabilir. Ancak sarımsak tablet, keten tohumu tablet(Flax seed oil), Gingko biloba, Coenzyme Q10, bu sayılanlardan bir tanesi bile kullanılıyorsa Omega 3 alınmayacak. Yani bu sayılanlar ve Omega 3 arasında tercih yapılarak sadece bir tanesinin kullanımına gidilmeli. Bunlardan herhangi ikisi bir arada kullanıldığında kanı fazla sulandırarak iç kanama riskine neden olabilir. Dikkat!
Ayrıca;
Domates                       Havuç                          Salatalık                       Pırasa
Ispanak                        Mercimek                     Kereviz                        Enginar
Özellikle kereviz ve enginar kolesterol düşürmede ve damar sertliğini gidermedeki üstün etkisi ve koruyucu özelliği ile kalp sağlığı için tüm gıdaların başında gelir. Kalp dostu bir mutfak kereviz ve enginarsız olamaz.
Sabah ve öğle arasında ayrıca öğle ve akşam yemekleri arasında bol su ile birer çorba kaşığı dolusu kepek unu tüketimi fazla kolesterol ve toksik radikali bağlayarak damar sertliğine ve yüksek tansiyona karşı son derece koruyucu etkide bulunmuş olacaktır.
Keten tohumu unu: Günde bir küçük çay kaşığı çekilmiş unundan soğuk yemeklerin özellikle de salataların üzerine dökerek tüketin. İlave edildiği yemek kesinlikle sıcak olmamalı. Aksi takdirde kolesterol düşürücü etken maddeleri tahrip olabilir. Tek başına  yutulabilir. Tadı mercimeğe benzer, bu yüzden tüketimi kolaydır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails