27 Mart 2016 Pazar

26 Mart 2016 Cumartesi

Balkabağı Kavurması -Meze-




1kg Bal kabağı
1 baş kuru soğan
5 sap taze soğan
5 sap taze sarımsak
yarım demet maydanoz
tuz
karabiber
z. yağı

Soğan ince doğrandıktan sonra yağda  kavrulur. Rendelenmiş Bal balkağı soğanın üzerine konur ve iyice karıştırılır.  İnce doğranmış taze ve sarımsak da ilave edilip kavrulur. Tuz ve karabiber ilave edilip ateşten alınır. Soğumaya bırakılan kavurmanın üzerine isteğe bağlı olarak yoğurla karıştırılarak servise hazırlanır.. Afiyet olsun..
Bir kaç gün önce çok sevdiğim dostlarımız Semra hanımda yemiştim çok lezzetliydi. Bu günde bu tarifi  http://yemekvetoplum.com/2011/04/03/zeytinyagli-balkabagi-kavurmasi/ sayfasından hatırlayarak yaptım.. Denediğinizde yorumlarınızı bekliyorum..

Sırada Balkabağı kızartması var :D


20 Mart 2016 Pazar

İzmir ve SÜBYE


Sübye de neymiş? demeyin. Buyrun deneyin. (Alsancak Dostlar Fırını)

''Eskiler iyi bilirler İzmir’i hatırlatan geleneksel içeceklerden bir tanesi de ünlü sübyedir. Sübye, İzmir’de kavun çekirdeğinden yapılan bir içecektir.İlkin, her ne kadar şekerli bir içecek olsa da, zamanında şerbetçiler satsa da sübyeyi bir şerbet çeşidi olarak görmemek gerekir. Yani “sübye şerbeti” denilmemelidir. Sübye hazırlanırken şerbetlerden ayrı bir yol izlenir. 

Bizde sübye çıkartmak olarak bilinen yöntemle pirinç, badem, ceviz, Antep fıstığı, kavun çekirdeği, kabak çekirdeği ve hatta hıyar çekirdeği gibi tanelerin havanda dövülüp ardından az miktarda su katarak süzülmüş haline sübye denilir. Süzülerek alınan sübyeye daha sonra istenilen oranda su ve şeker eklenmesiyle içecek elde edilir.İzmir’in kent efsanelerinden biri de, sübyeyi Sefarad Yahudilerinin Osmanlı topraklarına tanıttığı yolundaki hayli tartışmalı inanıştır. Kavun çekirdeği sübyesinin Sefarad kültüründe özel bir yeri olduğu ifadesi ise, kesinlikle doğrudur.

Kavun çekirdeği sübyesi, özellikle son yıllarda kolay bulunamayacak bir içecek haline gelmiş, sokakta satışı azalmıştır. İyi hazırlanmış sübye soğuk içildiğinde, en müşkülpesentleri bile kendine hayran bırakacak lezzettedir. Süt beyazlığında, ama daha yoğun kıvamdadır.İlginç olan bir nokta da, İstanbul’da kaleme alınmış 19. ve 20. yüzyıl yemek kitaplarımızda da yer alan kavun çekirdeği sübyesinin günümüzde sadece İzmir ve Tire’de hatırlanmasıdır; İzmir ve Tire’de sokakta satışının devam ettirilmiş olması bu sürekliliği sağlamış görünmektedir.'' Kaynak: Nejat Yentürk



17 Mart 2016 Perşembe

İzmir Yemekleri


İzmir köfte

Yaklaşık 5 bin yıllık tarihi geçmişiyle 36 medeniyeti barındırmış bir kentimiz İzmir. Bu topraklar üzerinde yaşayan çeşitli insan topluluklarının kültürel etkileşimi, coğrafi koşullar, doğanın sunduğu nimetler ve en önemlisi de zeytinyağı… İşte İzmir mutfağına biçim veren etkenler.

Zeytinİzmir mutfağında neredeyse 2500 yıldır zeytinyağıkullanılıyor. Bunun en önemli kanıtı, Urla’daki Klazomenai İyon antik kentinde bulunan ve dünyadaki zeytinyağı fabrikalarının en eski örneği olan ‘Zeytinyağı İşliği’. Hal böyle olunca yemeklerin tadına doyum olmuyor; özellikle de ot yemeklerinin.
Bir de gazeteci A. Nedim Atilla‘dan aktaralım. Atilla, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Kitaplığı’ndan çıkan‘Tarihten Günümüze İzmir Mutfağı’ adlı kitabında yöre mutfağında Girit etkisini şöyle anlatıyor: “Giritli dostuma bir gün yanılıp da sormuştum. ‘Kaç çeşit ot yersiniz?’ diye. ‘Keçinin yediği her otu biz de yeriz, keçiye dokunmuyorsa bize de dokunmaz.’ demişti.” Atilla, Girit sofrasını ‘yeşil sofra’ diye tanımlıyor ve yeşillik olmayan sofraya da oturmadıklarını söylüyor. Sarmaşık, ebegümeci, ısırgan, cibez, stifno, turpotu, ısırgan, kenger, hindibağ, şevket-i bostan, gelincik, labada, kuşotu, sinirotu, helvacık, radika, deniz börülcesi, kuşkonmaz, arapsaçı, marata, tarlaçakısı, tarla çivisi, su teresi İzmir ve kıyı Ege’de en çok tüketilen otlar arasında. Bu yemeklerin sırrı, otların mümkün olduğunca az haşlanıp yeşil rengini koruması ve limon suyu ve sızma asidi 0.5’ten az olan zeytinyağı ile tatlandırılarak ılık yenmesi. Giritlilerden İzmir mutfağına giren oldukça fazla yemek var. Kabak, börülce, semizotu, radika ve arapsaçı ile yapılan ve zeytinyağlı bir yemek olan Kipohorta (Çiporta); gelincik otu, ısırgan ve tere ile yapılan Gelincik böreği, Kuzu etli şevket-i bostan, Trança çorbası, Dalgan (ısırgan) salatası, Girit pilavı, Mantarlı karides güveç, Kabak pabucaki, Haşlama kalamar dolma, Zeytinyağlı turpotu yemeği, Midyeli pilav. Bir de unutulan bir yemek var ki, dillere destan: Salyangoz yahnisi.
Midye-DolmasiGeleneksel yemekler
İzmir denince Sütlü balık yemeden dönmek olmaz. İzmir’de balık ve deniz ürünleri üzerine müthiş bir mönü çıkıyor karşınıza. Tuzda lagos, Subye yumurtası güveci, Balık köftesi, Sardalya buğulaması, Asma yaprağında barbunya, Midye kızartması, Midye dolması, Dilbalığı fileto şiş, Kâğıtta sardalya, Kefal balığıyla hazırlanan Kakavya, papalina balığından yapılan Papalina tavası… Nedim Atilla’dan geleneksel İzmir yemeklerini aktaralım isterseniz: Akıtma, Bulamaç çorbası, Dalgan döndermesi, Fava, Fırında kabak, Gerdan kebabı, Ispanak kıtır ve sufle, İzmir böreği, Koruklu dana yahni, Sardalya sarma, Yoğurtlu taze börülce…
İzmir mutfağında Boşnaklar, Arnavutlar, Levanten ve Yahudilerin de önemli bir etkisi olmuş. Selanikliler İzmir’de özellikle paça-çorba kültürünü yaygınlaştırmışlar. Sebze yemeklerinin bir kısmı da ortak. Örneğin; kemer patlıcan, ayşekadın fasulye ve enginar yemekleri…
EnginarEnginardan söz etmişken önemli bir ayrıntıya dikkat çekelim; Selânik’te ve İzmir’de enginara soğan konmuyor. Nedim Atilla, yemeklerin başka bir özelliğine daha dikkat çekiyor: Her şeyin ince ince doğranması, az suda ve kısık ateşte pişirilmesi. Selaniklilerin İzmir’e taşıdığı diğer yemekler Susamlı kumru, Estafno denilen tatlı, mayalı ekmek, Selânik tatlısı, kanela ve bademden yapılıp sıcak içilen Somata
Priştine’den gelen Arnavut yemeklerinden Elbasan tava,Arnavut ciğeri, Priştine tavası ve Kirde kebabı İzmir mutfağına özgü yemekler arasında sayılıyor. İzmir’e özgü bir börek olan Boyoz’u unutmamak gerek. Musevilerin yöre mutfağına ekledikleri bu nefis börek hâlâ Alsancak’ta bir fırında üretiliyor. La Mer restoranın sahibi Bülent Alpman bizi Dostlar Fırını’na götürüyor. Boyoz yiyemiyoruz; sadece Halim Usta bize dondurulmuş boyozları gösteriyor. “Sabah 06.30-11.00 arasında gelmeniz lazım” diyor Halim Usta. Boyoz’un özelliklerini ondan öğreniyoruz: Hamur yoğrulup top şeklinde 2-3 saat tavada dinlendiriliyormuş. Tabak genişliğinde elle açılıp tekrar dinlendirilen hamur, elle sallanıp tekrar açılıyor ve rulo yapılıp 1-2 saat dinlendiriliyor. Hamur kopma kıvamına geldiğinde tavalara sıralanıyor. Hamurun özelliği şöyle: Un, çiçek yağı ve tahin karışımı… Fırından acayip bir ısı yükseliyor. Halim Usta fırının kapağını açıp peynir tenekelerinde suda pişen yumurtaları gösteriyor. Yumurtalar 100 derece ısıdaki fırına 11.00’de konulup akşam 17.30’da çıkıyor. Bunları Yahudilerin yediklerini söylüyor Halim Usta… Yahudi mutfağından diğer örnekler;Pırasa köftesi, Kabaklı fritada (börek), Avas con Espinaka (Ispanaklı kuru fasulye),Ayva peltesi ve Falafel.
Sevketi BostanOT DEYİP GEÇMEYİN…
Arapsaçı
Yapraklarında bulunan ve uçucu bir yağ olan rezene sayesinde anasona benzer etkili ve güçlü bir kokuya sahiptir. Gaz söktürücü ve süt artırıcı etkileri vardır. Kökü idrar artırıcı olarak kullanılır.
Acı soğan
Yaban sümbülünün soğanıdır. İzmir Alaçatı civarında yetişir. Acı olduğu için iki kere haşlanır; üzerine zeytinyağı ve limon dökülerek yenir.
Ebegümeci
Zeytinyağlı yemeği yapılan bu bitki yurdumuzun değişik yörelerinde yetişir. Kol ve bacak çürüklerinde, ciltteki şişlik ve çıbanlara losyon şeklinde tatbik edilen bitkinin yaprakları kaynatılıp içildiğinde sinirleri kuvvetlendirir.
Turp otu
Haşlanıp salata olarak yenildiği gibi kavrulup üzerine yumurta kırılırak da yenir. İçerdiği uçucu yağlardan dolayı canlandırıcı, sinirleri teskin edici, ağrı dindirici özellikleri vardır.
Deniz BorulcesiDenizbörülcesi
Deniz kıyılarında suyun gel git yaptığı yerlerde sular çekildikten sonra yetişen bu bitki, tuzlu, ekşi ama çok lezzetlidir. Daha çok ilkbaharda tüketilir; çünkü sonbahara doğru deniz tuzunu iyice içine çeker. Haşlanarak salatası yapılır. İyotlu topraklarda yetiştiğinden iyot eksikliğine bağlı guatr hastalığına iyi gelir. İdrar artırıcı ve kuvvet vericidir. Çiğ tüketildiğinde mutlaka sirke kullanmak gerekir.
Şevket-i bostan
Süt dikeni olarak da bilinir. Kuzu etiyle yemeği yapıldığı gibi haşlanıp salata olarak da yenir. Haşlama suyu sabahları aç karnına içildiğinde böbrek taşı ve kumu için iyi gelir. Yaşlanmayı geciktirici etkisi vardır.
Cibez
Türklerin ‘cücük’ dedikleri yabani lahanadır. Yumuşak ve lezzetli olan bu bitki haşlandıktan sonra zeytinyağı ve limonla tatlandırılır.
SAĞLIKLI MUTFAK
İzmir denince akla sağlıklı, insanı fazla yormayan, hafif yemeklerden oluşan bir mutfak gelir. Özellikle zeytinyağı İzmir mutfağı’nın baş tacıdır. Sabah kahvaltılarının vazgeçilmezidir zeytinyağı aynı zamanda. Zeytinyağının yanında çeşit çeşit yabani otları ve dünyanın yedi harikasından biri sayılan bağları unutmamak gerek… Ve tabii balık…
Kumruİzmir mutfağı, Ayvalık gibi Ege mutfağının tipik özelliklerini taşır. İzmir denince akla ilk gelen kumru sandviçboyoz, buzlu badem ve Kordonboyu’dur. İzmir mutfağına özelliğini veren yabani ot yemekleri, Ege’nin ot cenneti Tire yöresinde yoğunlaşır. Ot kavurması, Sarmaşık ve Kuşkonmaz Kavurması diğer ot yemeklerinin yanında göze çarpanlardan. Bir de ısırgan otundan yapılan Okma var.
İzmir ve yöresinin yemekleri de çeşit açısından son derece zengindir. Başlıcalarını şöyle sıralayabiliriz.
Tarhana Çorbası: Yaz mevsiminin sonuna doğru un, yoğurt, bol domates, kırmızı biber, İzmir’e özgü yabani otlar önce kazanlarda pişirilir, daha sonra ekşimeye bırakılır, kurutulur, el ile ovularak, un haline getirilen tarhanalar, iyice kurutulup, kışa saklanır.Soğuk kış günlerinde et suyu ile pişirilip, kızarmış ekmekle sıcak sıcak servis yapılır.Tarhana çok lezzetli, besin değeri yüksek yöresel bir çorbadır.
KeskekKeşkek: Özellikle düğün ve bayram yemeği olarak bilinir. Taş dibeklerde döğülerek kabuğu çıkarılmış yumuşak buğdayın, koyun etiyle büyük kazanlarda ve bol odun ateşinde iyice pişirilmesiyle oluşan keşkek, düğünlerde misafirlere ikram edilir.Kalaylı bakır sahanlarda ikram edilen keşkeğin üstüne salçalı ve kırmızı biberli tereyağı dökmekte adettir.
Zerde: Keşkek gibi özel günlerin yemeğidir. Tatlı olarak sofraya en son getirilir. Nişasta, pirinç ve şekerden yapılıp, üzerine tarçın ilave edilir.
Sura: Özellikle Kurban Bayramından sonra yapılan bir yemektir. Kurban etinin kaburga kemiklerinin bulunduğu bölüm kesilerek, büyük et parçası çıkarılır. Kaburga kemikleriyle et kısmının arası tuz ve baharatla oğulduktan sonra, iç pilavla doldurulur. Doldurulan kısmın etrafı pişerken pirinçler dağılıp dökülmesin diye yorgan iğnesiyle dikilir. Kuzu tenceresi denilen büyük bakır tencerede pişirilir. Daha sonra bir tepsiye alınarak, üzeri salçalı tereyağ ile yağlandıktan sonra, fırına sürülür. Pembeleşinceye kadar kızartılır. Sıcak olarak servis yapılır.
Izmir Kofteİzmir Köftesi: Et iyice döğüldükten sonra soğan suyu, tuz , karabiber ve diğer baharatlar, ekmek içi ve yumurta ile yoğrulur.Köfte şekil verilerek, yağda kızartılır. Üzerine domates konularak pişirilir. Sıcak servis yapılır.
Papaz Yahnisi: Dana eti doğranarak toprak bir tencereye konur. İçine soğan, sekiz-on tane bütün sarmısak, tuz, biber, kimyon ve sirke ilave edilir. Hiç su konulmadan tencerenin kapağı buhar çıkmayacak şekilde sıkıca kapatılarak, pişirilir.
Mücmeri: Kıyma ve soğan yoğrulur.Haşlanmış pirinç ile karıştırılıp, ovulur. Macun haline gelince yumurta, maydonoz ve tuz ilave edilir. Üstü örtülüp bir süre dinlendirildikten sonra, yağda kızartılır.
Zeytinyagli Domates DolmaPirinçli Domates Dolması: Domates rendelenir, tereyağında biraz pişirilir. Birkaç domatese bir çorba kaşığı tereyağ yeterlidir. Et suyunu koyup, kaynattıktan sonra, içine biraz tuz atıp, pirinç salınır. Fındık büyüklüğündeki köfteler, tepsiye serpilen una bulanır, daha sonra kaynayan pirinç suyunun içine salınır ve pişirilir.
Kol Böreği: Alt üst böreği hamuru ile olur. İstenildiği kadar beze tutulur. Açılır ikiye katlanır, peynirli veya kıymalı iç konur. İzmir’de genellikle ıspanaklı yapılır. Ispanak kavrulursa ağır olur. Temiz yıkanıp, doğranan ıspanaklara ince doğranan bir soğan, tuz, karabiber karıştırılıp, böreğin içine katılır, rulo şeklinde sarılır. Sonra tepsiye sıralanıp, kesilir. Üzerine bol zeytinyağı sürülüp, fırına verilir. Pişince üzerine tepsi kapatılır.
Gerdan Tatlısı: Kurban Bayramlarında özellikle kurban etinden yapılan baharatlı bir et tatlısıdır. Kurbanın boyun kısmı önce çok az bir tuzla haşlanır. Sonra pişmiş et lifleri didiklenerek, kemiklerden ayrılır. Üzerine et suyu, şeker, tarçın, karanfil gibi baharatlar atılarak, ağdalı bir hal alıncaya kadar pişirilir. Pişmeden biraz önce içine kayısı ve kara erik kurusu ile kavrulmuş badem veya çam fıstığı ilave edilir, yemek üzerine sıcak olarak yenir.
Taze FasulyeRadika Salatası: Yabani bir ot olan radika, İzmir ve çevresinde şifalı bir yiyecek olarak kabul edilmektedir. Pek çok çeşitleri olan bu ot cinsinin, temizce yıkanmış, bol su ile haşlanmış, üzerine bol limon ve zeytinyağı ilave edilmiş salatası servis yapılır.
Zeytinyağlı Taze Fasulye: İnce doğranmış bir adet kuru soğan yarım su bardağı kadar zeytinyağında biraz öldürülür, üzerine ayıklanmış doğranmış taze fasulyeler ilave edilir, biraz kavrulur, üzerine bolca rendelenmiş domates, tuz, biraz şeker ilave edilir. Daha sonra yeteri kadar sıcak su ilave edilip, kısık ateşte pişirilir. Tencerede soğutulup, servis yapılır.
KadayifTelkadayıf: Türkiye’nin hemen her yöresinde çok lezzetli yapılan besin değeri çok yüksek olan telkadayıf İzmir’de de çok sevilen tatlıların başında gelir. Eritilmiş margarin ve tereyağı karışımı telkadayıflara iyice yedirilir. Yağlanmış tepsiye serilir, üzerine bolca dövülmüş ceviz dökülür, tekrar yağlanmış kadayıf serpilip, bastırılır. Orta hararetli fırında pembe renkli pişirilir.Biraz ılıyınca üzerine soğuk şurup dökülür.Arzu edilirse, üzerine bir parça kaymak koyup, servis yapılır.
Kaymaklı Dondurma: Yazları çok sıcak olan İzmir’de güneş körfezde batarken, dondurma yemek bir alışkanlıktır. İzmir’ in kaymaklı dondurması nefis lezzetiyle hem serinlik hem de sıcak nedeniyle gün boyunca vücudun harcadığı enerjiyi geri verir. Süt, şeker, ve salep bir tencerede pişirilip, kavrularak, soğutulur. Buzdolabının buzluğunda ve ara sıra karıştırarak, iyice donması sağlanır, fıstıklarla süslenerek, servis yapılır.

http://www.gurmerehberi.com/yemek-kulturu/yoresel-mutfaklar/izmir-yemekleri/

İzmir Tatlıları



GERDAN TATLISI
Gerdan Tatlısı

1 adet koyun gerdanı, 30 adet kuru kayısı, 30 adet erik, 2 adet kalın çubuk tarçın, 5-6 adet karanfil, 2 paket damla sakızı, 1 su bardağı badem, yarım su bardağı çamfıstığı, 4 su bardağı toz seker Gerdanın yağlarını ayıklayın. Üzerini 4-5 parmak geçecek kadar su ekleyin, önce Orta, sonra kısık ateşte uzun süre kaynatın. Kaynarken üzerindeki köpüğü alın. Kemiğinden ayrılacak kadar iyi piştikten sonra suyunda soğumaya bırakın. Haşlanmış gerdanın etlerini kemikten ayırın. Etler arasında kalan yağ ve sinirleri iyice ayırarak lif lif ayırın. Ayıkladığınız etleri büyük bir tencereye koyun. Süzdüğünüz gerdan suyunu etlerin üzerine ilave edin. Tencereyi orta ateşte kaynamaya bırakın. Daha sonra ocağın altını kısın. 24 saat suda beklemiş kayısı ve erikleri atın. Tahta kaşıkla karıştırıp yumuşamalarını bekleyin. Kaynama sırasında su eksilirse haşlama suyunu da ilave edin. Kayısılar yumuşar gibi olunca 2 çubuk tarçın, 5-6 adet karanfil, 1 su bardağı zarından ayıklanıp kavrulmuş badem ve yarım su bardağı kavrulmuş fıstığı ekleyin. 4 su bardağı tozşekeri katın. Karıştırarak eritin ve az şekerle dövdüğünüz damla sakızını ilave edin. Biraz daha pişirdikten sonra ocağın altını kapatın, ikram kaplarını alın ve servis yapmadan önce mutlaka ısıtın.


KARADUTLU LOR TATLISI

İzmir’in özellikle Tire ilçesinde yapılan ve burasıyla özdeşleşmiş olan bu yöresel lezzeti evde de uygulayabilirsiniz.
Malzemeler:
Yarım kilo karadut
750 gr şeker
1 su bardağı su
½ Limon suyu
Yapılışı:
Dutları yıkayıp saplarını ayıkladıktan sonra, bir tencereye 750 gr şeker ve 1 su bardağı suyu ekleyip ocağa koyun Şeker eriyip şerbet kaynamaya başlayınca içerisine ayıkladığınız dutları atıp bir süre daha kaynatın. Reçel kıvamını alınca yarım limon suyunu ekleyerek reçeli ocaktan alıp soğumaya bırakın. Reçel soğuyunca cam bir kavanoza doldurun. Dilerseniz siz bu tatlıyı hazır dut reçeli ile de hazırlayabilirsiniz. Dut reçelini dut mevsiminde hazırlamanız bu tatlıyı istediğiniz zaman misafirlerinize sunmanızı kolaylaştırır.
Yarım kilo tatlı loru dilimleyerek servis tabaklarına alın. Lorun üzerine daha önceden hazırlamış olduğunuz dut reçelinden dökerek servis yapın. Afiyet Olsun.

LOKMA TATLISI

Malzemeler :
2 su bardağı un 1 su bardağından 1 parmak eksik su 1 çorba kaşığı kuru maya 1 adet yumurta 1 su bardağı sıvıyağ 2 adet kesme şeker 1 tutam tuz
Şerbeti için:
2,5 su bardağı şeker 2,5 su bardağı su ¼ limon suyu
Yapılışı:
Şerbeti için şekerle suyu kaynatın. Ocaktan inmesine yarım limon suyunu ekleyin. Bir taşım daha kaynatarak ocaktan alarak soğumaya bırakın. Unu geniş bir yoğurma kabına eleyin ve ortasını açın. 1 su bardağı ılık suda kesme şekerleri eritin, mayayı ekleyerek mayalamaya bırakın. Mayalı suyu una dökün, tuz ve yumurtayı ilave ederek akıcı ve yumuşak bir hamur elde edene kadar yoğurun. Hamurun üzerine bir bez örterek mayalanmaya bırakın. Derince bir kaba sıvıyağı koyarak kızdırın. Hamurundan küçük parçalar kopartarak kızgın yağda kızartın ve yağdan alır almaz soğuk şerbete atın. Şerbeti çeken tatlıları servis tabağına alın.

ŞAMBALİ

İzmir’in meşhur tatlısıdır. Eskiden ara sokaklardan günün her saati şambali tatlısını satanlar geçerdi ve özellikle çocuklar bir parça tatlı almak için harçlıklarını biriktirirlerdi.
Malzemeler:
2 su bardağı yoğurt
2 su bardağı şeker
½ kg irmik
1 su bardağı un
1 çay kaşığı (tepeleme) karbonat ( kabartma tozu olmaz)
Şurubu için:
4.5 su bardağı şeker
3.5 su bardağı su
1-2 paket vanilya
Hazırlanışı: Hamurun malzemeleri bir kaba konularak çırpma teli ile iyice karıştırılır. Dikdörtgen cam kaba ya da aynı büyüklükteki uygun olan bir tepsi önce su ile ıslatılır daha sonra hamur dökülür. Pişince ince dikdörtgenler şeklinde kesileceğinden bunların ortasına gelecek şekilde sıralı olarak fıstık ya da badem dizilir. 180-200 c de üzeri nar gibi kızarıncaya kadar pişirilir. Bir tencerede su ile şeker şerbet kıvamına gelinceye kadar pişirilir ve pişmesine yakın vanilyaları eklenilir. Ocaktan alınan şerbet ve fırından çıkan tatlı ılımaya bırakılır. Her ikisi de ılıyınca şerbeti tatlının üzerine dökün ve resimdeki gibi ince dikdörtgenler şeklinde keserek servis edin. Afiyet olsun
Related Posts with Thumbnails